22 Ağustos 2016 Pazartesi


Hiçbir şey değiştirmeyecek fikrimi!
Ben yine onu hiç tanımamış olmayı yeğleyip, yine de acaba mı, diye şüpheyle bakacağım her yeni tanıştığım yüze!!!
Sevgili uzaklar; eyy gönlümde Ülkem dediğim yer. Sen ne vakit böyle dipsiz kuyulara sakladın arkadaşlığı, dostluğu, ahbaplığı?
Ne vakit böyle dilden eteğe düştü korkular? Ve sen eyy zavallı Ülkem, nasıl kıydın böylesi acımasızca insanlara ve korkular üretip onları böyle zavallı ve yek başlarına eyledin?

''Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak’kın yarattığı her şey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin görüşlerinde.'' Diyen Hacı Bektaşı Veli'yi ne ara unuttular? Ne ara kendi korkularından biçtikleri siyah ve kasavetli mintanları sözde değer verdiklerinin tenlerine astılar?

Şimdi sen söyle eyy uzaklar, giyen hatır deyip giyse de o lanet korku mintanını, giydiren de hatır aranır mı?

Neyin oyunu peki bu? Kimin soyu, neyin kini?
Öyle olmak istemiyorum eyy uzaklar!
Korkularını karşısındakilere giydiren, sonra da anlamamış masum bir çocuk gibi bakmaya kalkan çakallardan olmak istemiyorum. 

Beni kendinden koru sevgili uzaklar! Beni o her yüreğe bulaştırdığın öğretilmiş çaresizlikten, o bulunmaz kaliteli kumaş hallerden ve korkularının ceremelerini başkalarına biçenlerden, kendi Cehennemlerine insanları çekenlerden koru!

Ben ne ah'ım
Ne de Şâh!
Bir ben varım bende
Bir de içi gül dolu 
Gönül bedestanım, gülşâh!
Kimse bana Zûl, olmasın...
Zirâ ben olmam kimseye Şâh!

AHIM ŞÂHIM, olanlar hep benden uzak olsunlar...

Uzağımda oldukça seni hep sevecegim sevgili uzaklar...

Elif Turna Türk

Hırvatistan

21 Ağustos 2016


2 Ağustos 2016 Salı

Bize berrak aşklar lazım
Baharı bol Ülkeler
Tebessümden taçlar
Nehir gözlü çocuklar
Çağlayan sözlü babalar lazım
Ve deniz dudaklı kadınlar

Hadi tutun kanatlarımdan. Bir çocuğun gönlüne Vatan, diyelim...

02.08.2016
Avusturya


28 Temmuz 2016 Perşembe


Ahh, ne yana dönsem tutulmuş tüm su başları.
Ben yetişemedim cancağızım, yetişemedim. Bari sen yetişip tutsaydın ya bir su başı. Gelip suya duran ben olsaydım. Avuçlarından içmek şart olsaydı mesela da, sudan evvel avuçlarına doya doya kansaydım...
Kaderin sırtına yaftalarken biz bu vebali, anladım...
Ne ben kandım.
Ne de sen kandırdın.
K(y)anamayan aşk, olmaz!

Elif Turna Türk

27.07.2016

Avusturya



Nasıl da takılıp kalmıştı gözbebekleri hüznün derinine...
O tüpsüz ve çaresiz derine dalışına el uzatılmalıydı hemen!
Hiçbir çocuğun gözleri hüzün giymesin diye, en usta Palyaçoları dahi kıskandırabilmeliydi anneler... 

"Gel buraya çocuk." dedi anne kızına.
Gel çıkar o gözlerindeki hüznü, bırak avuçlarıma. Al, gönül dolabımdaki bütün tebessümler sana fedâ...

Annesinin gönül dolabını açtı çocuk ve onca tebessüm arasından üzerinde 'anne' yazan tebessümü seçip giydi gözlerine.

-Şimdi gözlerime bak çocuk. Kendini görebiliyor musun?
+Evet.
-Hadi kapa ve yeniden aç gözlerini. Gözlerine giydiğin o tebessümü göreceksin.
" Hüzün, bir varmış, bir yokmuş!" Tıpkı Masallardaki gibi...

KIZIM(A) MASAL

Elif Turna Türk
27.07.16
Avusturya

Paslanıyorum anne!
Gözyaşlarımın sessiz aktığı yere kalp diyorlar...


24.07.2016

Avusturya



Görünmez bir kıtadayım.
Coğrafyam kirpiklerime teğelli.
Ağlat/ma n/olur, ülkesiz kalırım...

Elif Turna Türk

20 Temmuz 2016 Çarşamba

Onlar bizim şehirlerimizin öteki yüzüydü.
Bizim şehirlerimizin öteki yüzsüzlüğü...